Sunday, February 27, 2011

Dance With Somebody


Bugun butun gun evde ders calistim, bi de herseyin ustune evi su basti... yarinda cok onemli bir sinavim var ve hala calismam gereken bir o kadar cok sey... derken aklimin kosesinde hep blogum vardi bugun. yeni acmamin getirdigi bir heves midir bilinmez, ama ders calismaliyim diye hep tuttum kendimi. Taa ki Dilos un yorumuna kadar...

Insanlari monologumla yeni yeni tanistiriyorum. Dilos New York a gitmisti ondan ona blogumdan bahsedememistim. Bugun bakti bloguma ve hemen facebook a sunu post etti. hadi hadi bunu da koyup plagiarism yapsana diye. bende okuyunca dayanamadim hemen bugunki postumu yazmaya basladim.

Buyrun Dilostan monologue a bir katki...




Daha onceden de bahsettigim sarkilarda yasamak ve muzigin gucunden bahsediyor. Sahane bir quote...

Derken bunu ilk okudugumda hemen aklima Mando Diao'nun Dance with Somebody sarkisi geldi... Uzun, yorucu, sikici ve cirkin bi gunun ardindan ilac gibiydi bu sarkiyi dinlemek... Sozlerinde de muzigin gucunu anlatan sarki... Bu sarkiyi gecen yaz yine Dilosla beraber Miami'ye giderken dinlerdik.. En guzel gunler, o gunlerdi iste...

O gunlerin anisina, dance with somebody...

http://www.youtube.com/watch?v=qkyRHRIvoGo


Saturday, February 26, 2011

Five Years

Bu sarkiyi ilk kez, universitemin ilk senesinde tanistigim cok enteresan bi cocuk dinletmisti. o gunden beri hep umutsuz kaldigimda bu sarkiyi dinlerim. Ozellikle bu zamanlarda five years bana daha da cok sey ifade etmeye basliyo... hayatimin en calkantili zamani, butun inis cikislariyla, butun zorluklariyla hayatima bunca senedir verdigim emegin karsiligini alicagim gencligimi yasamak icin sadece bes yilim kaldi... bu iyi mi kotu mu ben karar veremiyorum. Sadece bes yilli kalan bir genclik mi daha iyi yoksa bes seneden sonra ulasicagim olgunluk ve duzen mi...

Bu sarkinin David Bowie'nin soyledigi orjinal halini dinledim ama bence Placebo versiyonu daha guzel. kesin olarak Brian Molkonun sesiyle ve ritmiyle sarki cok daha fazla guzellesiyo... Placebo'nun sadece bir Fransiz TV kanalinda yaptigi cover oldugu icin David Bowie'nin sozleriyle karsinizda Brian Molko- Five Years...

http://www.youtube.com/watch?v=qg9PxSGFwfI&feature=related

Autumn's monologue

Bu sarki cok benim icin cok ozel bir sarkidir. Genclik yillarimda eski bir arkadasim dinletmisti. sarkinin kirilganligi, acisi cok buyuk. yalniz degilmisim hissi veriyor, sanki ben ne hissedersem hissediyim, onun hissettigi daha aci oldugu icin benim uzulmemem gerekirmis gibi...

bir de bunun cevabi vardir ki o daha da cok dokunur icime... sadece sarkilarda yasadiklarini, sadece orda gercek olduklarini soyler.

sarkilarda yasamak...
muzik oyle buyuk bir guctur ki insanin hayallerini susler ve sekillendirir. benim hayatimda en cok yapmayi sevdigim sey muzik dinleyip dusunmektir. ben dusunurum, kendimce hayal kurarim bazi zamanlar. gercek olmicaklarini bile bile... yani eskiden hic dusunemezdim, kalamazdim kendimle basbasa 5 dakika. simdi amerika turkiye ucuslarinda tek yaptigim sey oldu.

ne dusunuyorum acaba, o zamanlarda. herseyi dusundugum oldu. eski sevgililerimi, potansiyel olabilicek sevgilierimi, kendimi, hayatimi, ailemi, yanlizligimi, arkadasliklarimi, gelecegimi, gecmisimi... herseyi...

hayallerimi o kadar genisletiyorum ki ve dusuncelerimi o kadar zorluyorum ki kendimi cok iyi tanimaya basladim. korkuyorum. insan ne kadar kendi kendine yalan soylebilir ki en nihayetinde? derken iste dusunuyorum hayati, sarkilardaki karakterler yerine koyuyorum kendimi, onlari anlamaya calisiyorum.

ve inanir misiniz, cok enteresandir, sarkilari farkli zamanlarda farkli sekilde yorumluyorum... hani insanlar kitaplari uzunca aradan sonra tekrar okuyup baska anlamlar cikarirlar ya, iste bende oyle sarkilari inceliyip inceliyip yeni yeni anlamlar cikariyorum. kendi dunyami hayallerimi o sarkilara gore duzenliyorum. sanmayin, delirdim. ben boyle kendimi kesfediyorum. sarkilarin analizleriyle kendime ayna tutuyorum. ve inanin, bazen cok korkuyorum...

autumn's monologue:
http://www.youtube.com/watch?v=zTAEYMF6rbM&feature=related

the fiction we live:
http://www.youtube.com/watch?v=4vKiuFXXw9o&feature=related

Autumn's dialogue

Can Bonomo yaklasik bir aydir falan hayatimda. Yani kendisini kisisel olarak tanimasamda baya hayatimda gibi nerdeyse. Once bir arkadasim onun sarkilarini dinletti. Duman gibi dedim.. hala sozumun arkasindayim da... duman gibi ama biraz bize yakin. bizim akranimiz olan duman gibi... neyse, ilk basta iste dedigim gibi arkadasim dinletti bana eh dedim pek sevmedim. bende hastalik ama, ilk dinledigimde diil iki de ucte seviyorum. hele bi de sozleri de boyle guzelse, birakamiyorum asik oluyorum. hayir efendim bildiginiz gibi degil, geceleri uyuyamiyorum. tamam son bi kez saskini dinliyim, aaa ama meczupsuz da olmaz diyip dun gece 2 de yaticakken 4te yattim gercekten.

bi de tabii bunun televizyon eki de var. bi de +18 i izlemeye baslamistik dilosla. hos simdi kaldirmislarda. neyse ben dedigim gibi baya bir aydir diziden, muzikten,facebooktan ve bugun itibariyle twitterdan can bonomoyu takip ediyodum. dizinin biraz tutmicagi belliydi aslinda cunku disney seviyesinde bir dizi ama kesinlikle seksuel sakalari var, biraz kime hitap ettigini anlamak guctu...

neyse baya can bonomolu bi ayin sonunda dun gece kendi kendime evimde otururken gece 2 de en son dinlicegim hangi sarki olsun diye dusunurken can bonomoyu actim, saskin, ve dusunmeye basladim. biraz takipci ruhum oldugu icin can bonomoyu dusunuyodum acaba kime yazmistir bu sarkiyi diye. derken sarkinin sozlerini de actim ve uzun uzun dusundum. bu sarkinin sozlerinin bir monolog degil de diyalog olduguna karar verdim. Secim sizin...

http://www.youtube.com/watch?v=EdjIf45sNSs&feature=related

**Siz bu diyalogun neresindesiniz?

Hello there, the angel from my nightmare

Bu aralar cok dusunmeye basladim. Kafamdan ayni anda milyonlarca dusunce geciyo, artik ben bile takip edemiyorum. O yuzden burada onlari yazacagim. Hayati umursamaz guluslerle, saklanan huznu harmanlayip, kendimi ben nasil taniyorsam sizlerede boyle anlaticam iste herseyi.

The angel from my nightmare dedim cunku ben aslinda yazilarimi paylasmayi sevmem. utanirim. kendimi gosterdigimi dusunurum. cekinirim. o yuzden bu blogla ben kendi kabusumla yuzlesicem. biraz gunluk, biraz monolog, biraz huzun, bir tebessumden olusan biraz yazi, ve biraz da muzik olucak, iste. biz bizeyiz.

Karsinizda autumn's monologue...